Genel olarak likidite riski, fonlama riski (funding risk) ve piyasa likidite riski (market liquidity risk) olarak iki şekilde ele alınmaktadır. Fonlama riski belirli bir periyot için şirketin net nakit çıkısını ( toplam nakit girişi-toplam nakit çıkışı) finanse edememe riskini ifade ederken, Piyasa likidite riski ise eldeki varlıkların nakde çevrilme sırasında karşılaşılan riskleri içermektedir. Softforay olarak uyguladığımız dört önemli likidite risk yönetim prensibi, aşağıda aktarılmıştır.
Likidite Riskini Erken Belirleyin
Likidite riskini yönetmek noktasındaki ilk adım risk kategorisini belirlemektir. Yapılan işin niteliğine ve pazar yapısına uyumlu varlık stratejileri geliştirmeli, kısa, orta ve uzun vadeli nakit tahminleri ve buna paralel ilerleyen fonlama ihtiyaçları tespit edilmelidir.
Likiditeyi Düzenli Olarak İzleyin ve Kontrol Edin
Likidite riskini belirledikten ve tahmin ettikten sonra, her türlü riske maruz kalma veya finansman ihtiyacı aktif olarak izlenmeli ve kontrol edilmeli, bunun için işletmeye özgü likidite göstergeleri ve gelişmiş nakit akış tahmin sistemlerini kurulmalıdır.
Stres Testleri ve Davranış Planları Geliştirin
Farklı ve potansiyel likidite eksikliklerini tahmin etmek için düzenli finansal stres testleri yapılmalı, stres testleri, likidite riski toleransı ile uyumlu olmalı ve hem kısa hem de uzun vadeli senaryolar içermelidir.
Acil Durum Planı Oluşturun
Stres testlerinin sonuçlarını kullanarak likidite risk yönetimi stratejisi belirlenmeli, ardından, resmi bir acil durum fonlama planı (contingency funding plan) geliştirmek için; net sorumluluk sınırları, eskalasyon prosedürleri oluşturulmalı ve düzenli olarak güncellenmelidir.